Çocuklar yetişkinlere göre fiziksel olduğu kadar psikolojik anlamda da hassastırlar. Yaşadıkları olaylardan kolay bir şekilde etkilenebilirler. Tüm bunların yanı sıra etrafında olan bitenleri hafızalarına kaydederler ve sevildiklerini bilmek isterler. Günümüzde ise ebeveynler çocuklarının eğitimlerine olabildiğince katkıda bulunmak istiyorlar. Geçmişe nazaran daha bilinçli olan ebeveynler çocuklarının erken yaşlarda bilime, yabancı dillere, spora veya müziğe yönelmelerini sağlayabiliyorlar. Tabi ki çocukları erken yaşlarda bu tarz hobilere yönlendirmek onların gelişimlerine pozitif yönde katkılar sağlıyor. Ebeveynlere ise bu anlamda büyük görevler düşüyor. Örneğin aile içerisinde yaşanan tartışmaları veya çatışmaları onlara yansıtmamak, ilgi ve alakalı olmak gerekiyor.
Tüm bunların yanı sıra aile içerisinde yaşanan anlaşmazlıklar ve çatışmalar çocukların psikolojilerine zarar verebiliyor. Çatışmalardan ilk etkilenenlerde yine çocuklar oluyor. Günümüzde çocuklarda görülen psikolojik rahatsızlıklar arasında öğrenme bozukluğu, hiperaktivite, dikkat dağınıklığı, otizm, dürtü kontrol bozukluğu geliyor. Yine okula veya öğretmenlere karşı korku duyma da önemli rahatsızlıklardan birisidir. Çocukların yaşadığı psikolojik rahatsızlıklarda bir uzmana danışmak gerekiyor. Kayseri Pedagog alanında hizmet veren Defnar Psikoloji Merkezi ise tüm bu yaşanan bozuklukların giderilmesinde önemli bir rol oynuyor.
Psikolojik rahatsızlıklara genetik ve çevresel faktörlerin neden olabildiğinden bahsetmiştik. Ailemizden veya sülalemizden gelen genler psikolojik anlamda hassasiyetimizi belirleyebiliyor. Bu olaylar genler sayesinde nesilden nesillere aktarılabiliyor. Tüm bunların yanı sıra sosyal, ekonomik, ailevi gibi çevresel nedenlerde psikolojimizi etkileyebiliyor. Örneğin ekonomik durumların kötüye gitmesi, savaş- çatışmalar, aile içerisindeki huzursuzluklar çocukları derinden etkiliyor. Pedagog Kayseri merkezi olan Defnar Psikoloji tüm bu çevresel faktörlerden etkilenmiş bireylerin veya çocukların sağlıklarına tekrar kavuşmalarını sağlıyor.
Sanıyorum hayatının herhangi bir evresinde depresyona girmemiş hiçbir kimse bulunmuyor. Hayatımız inişli ve çıkışlı bir yol misali daima dinamik bir yapıya sahip. Hayatımızın her alanında başarılı olabilmek de pek mümkün olmuyor. Örneğin genç yaşlarda genellikle zamanımız ve enerjimiz olsa da yeterli birikimimiz olmuyor. İlerleyen yaşlarda ise sağlığımızı kaybediyor fakat ekonomik anlamda refaha erebiliyoruz. Peki çağımızın en büyük hastalıklarından birisi olan Depresyonu tetikleyebilecek etkenler nelerdir?
Reklam & İşbirliği: [email protected]
Yorum Yap