Ziynet eşyaları, diğer adıyla düğün takıları; altın ve gümüş gibi kıymetli madenlerden üretilmiş olup, insanlar tarafından takılan ve saklanan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Yargıtay tarafından daha önceki tarihlerde verilmiş emsal nitelikli kararlar incelendiğinde ise ziynet eşyalarının, düğünde damat veya geline verilen hediyeler ve süs eşyaları olarak tanımlandığı görülmektedir.
Bu eşyaların boşanma davası sonucunda kimin mülkiyetinde kalacağı, boşanma davası açılmadan önce taraflarca veya taraflardan biri tarafından tüketilmiş olması vb. durumlarda, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin, ziynet eşyalarına ilişkin olarak ne şekilde ele alınacağı hususu boşanma davaları ile gündeme gelen en büyük sorunlardan birisidir diyebiliriz. Ziynet talebi, ayrıca harç vb. masrafları yatırılmak suretiyle boşanma davası ile birlikte ileri sürülebileceği gibi, boşanmadan ayrı olarak açılacak olan ayrı bir ziynet davası ile de ileri sürülebilmektedir.
Ziynet eşyalarına ilişkin olarak Yargıtay içtihatları zaman içerisinde sıkça değişiklik gösterebilmektedir. Dolayısıyla mutlaka bir boşanma avukatı ile görüşülüp hukuki danışmanlık hizmeti alınmasında fayda vardır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/16859 E. , 2017/17965 K. sayılı ve 20.12.2017 tarihli kararında:
“Dairemizin yerleşik uygulamasına göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.” şeklinde bu yerleşik içtihata dair bir karar vermiştir. Düğünde takılan takılar yani ziynet eşyaları, kural olarak kadına bağışlanmış sayılır.
Ancak son zamanlarda Yargıtay’ın bu yöndeki içtihatı değişmiş ve “kadına özgü olmayan” ziynet eşyalarının erkeğe de verilebileceğine dair bir emsal karar gelmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1040 E. , 2020/240 K. 04.03.2020 tarihli kararında:
“Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, kadına özgü ziynet eşyası niteliğindeki bilezik eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. “ şeklinde kadına özgü ziynet eşyasının kadın eşe bağışlanmış sayılacağına yönelik bir karar vermiştir. Yargıtay’ın vermiş olduğu karar, artık kadına özgü sayılmayan ziynet eşyalarının erkeğe takılması halinde erkeğe verileceğine dair emsal teşkil etmektedir.